Hasbetenlillah: Gerçekten Ne Anlama Geliyor?
“Hasbetenlillah” kelimesi, son yıllarda sıkça dile getirilen ve popülerleşen bir ifade. Ama bu kelimeyi ne kadar doğru anlıyoruz? Yoksa tıpkı diğer popüler kelimeler gibi anlamını kaybedip yüzeysel bir hale mi geldi? Gerçek anlamını ne kadar derinlemesine sorguluyoruz?
Hasbetenlillah, kelime anlamı itibariyle Allah’a dayandırılan bir tür teslimiyet ifadesidir. Ancak bugünün modern dünyasında, bu ifade genellikle bir şeyin sonucuna veya bir olayın gelişimine dair, derin bir teslimiyet ve hayal kırıklığının ifadesi olarak kullanılıyor. Ama bu sadece bir kelime değil, bir kavram. Ve bana sorarsanız, kullanımı son derece çelişkili ve oldukça yüzeysel.
Hasbetenlillah: Gerçek Anlamından Uzaklaşan Bir İfade
“Hasbetenlillah” kelimesinin anlamını çok geniş bir çerçevede tartışmak gerekir. Temelde Allah’a teslimiyet, olayları O’na bırakma, sonuçların yalnızca O’nun iradesine dayandığını vurgulayan bir kavram olarak ortaya çıkmış. Ancak gündelik hayatta pek çok kişi tarafından yanlış anlaşılmakta ve kullanılmaktadır.
Çoğunlukla, başına gelen bir olayı ya da durumu olumlamak, bir şekilde teselli bulmak için “Hasbetenlillah” deniliyor. Örneğin, biri bir kayıp yaşadığında, duygusal bir boşluğa düştüğünde, “Hasbetenlillah” demekle her şeyin Allah’a ait olduğu ve sonuçların O’na bağlı olduğu belirtilmek isteniyor. Fakat burada bir sorgulama sorusu ortaya çıkıyor: Bu gerçekten teslimiyet mi, yoksa sadece bir kaçış mı? Bir olayın ya da durumun ardından duyulan hayal kırıklığını gizlemek amacıyla mı kullanılıyor?
Kadın ve Erkek Perspektifinden “Hasbetenlillah”
Erkeklerin ve kadınların bu kelimeyi kullanma şekli üzerine düşündüğümüzde, ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Erkekler, genellikle daha stratejik ve problem çözme odaklıdır. Durumları mantık çerçevesinde ele alırlar ve olayları düzeltme amacıyla bir çözüm arayışına girerler. Kadınlar ise daha empatik, insan odaklıdır. Yaşadıkları duygusal durumları daha yoğun bir şekilde hissedip, onlarla daha doğrudan bir şekilde bağ kurarlar.
“Hasbetenlillah” ifadesi, erkekler için bir tür duygusal boşluk yaratma fırsatı olabilir. Onlar bu kelimeyi bir tür rahatlama, Allah’a havale etme olarak kullanırken, kadınlar daha çok yaşadıkları acıyı ya da kaybı kabul etme noktasında bu ifadeyi kullanıyorlar. Peki ama bu, gerçekten bir teslimiyet mi, yoksa bir tür içsel yetersizlik hissi mi? Erkeklerin ve kadınların farklı bakış açıları burada ne kadar anlam taşıyor?
Hasbetenlillah’ın Zayıf Yönleri
Bu ifadeyi yanlış bir şekilde kullandığımızda, teslimiyetin gerçek anlamından uzaklaşıyoruz. Bir olayın sonunda, sadece “Hasbetenlillah” demek, sorumluluk almaktan kaçmak anlamına gelir mi? Peki ya gerçekten sorumluluk almayı gerektiren durumlarda, bu kelimenin sürekli olarak dilimize dolanması ne kadar sağlıklı bir yaklaşım? İslam’ın temel öğretilerine bakıldığında, her şeyin sonunda Allah’a güvenmek ve ona dayandırmak elbette doğru bir yaklaşım. Ancak, bu yaklaşım gerçek bir içsel teslimiyetten çok, daha çok dışarıdan bakıldığında basit bir kaçış gibi görünüyor.
Bugün, insanların yaşadığı problemler karşısında, sadece “Hasbetenlillah” demekle her şeyin geçeceğini beklemek, bir yanılgıdır. Bu, insanın kendi sorumluluğunu yerine getirmemesi için bir bahane olabilir. Bu kelime, gerçek teslimiyetten çok, sorumluluktan kaçma, olumsuzluklardan kendini koruma arzusunu yansıtıyor olabilir.
Tartışılacak Bir Nokta: “Hasbetenlillah” Gerçekten Teslimiyet Mi?
Bir soru sormak gerekirse: Hasbetenlillah demek, gerçekten bir teslimiyetin göstergesi midir, yoksa sadece insanların üzerlerinden atmak istedikleri yükleri Allah’a havale etme çabası mıdır? Bu ifade, kayıpların ardından ya da başımıza gelen olumsuz olaylar sonrası genellikle huzur arayışı ile dile getirilir. Ancak bir düşünelim, bu huzur arayışının ardında kaçıştan başka bir şey var mı? İnsan, duygusal olarak rahatlatmak amacıyla bu kelimeyi kullandığında, gerçekten çözüm üretiyor mu?
Sonuç: “Hasbetenlillah” ve Gerçek Teslimiyet Arasındaki İnce Çizgi
Sonuç olarak, “Hasbetenlillah” kelimesi doğru ve yerinde kullanıldığında, anlamını derinlemesine içselleştiren bir ifade olabilir. Ancak günümüzde, bu kelime çoğunlukla yüzeysel bir teselli olarak karşımıza çıkıyor. Gerçek teslimiyet, derin bir kabul ve içsel bir güç gerektirir. Bir insanın hayatında karşılaştığı her olayın sorumluluğunu alıp, sonrasında Allah’a tevekkül etmesi, kelimenin gerçek anlamına yaklaşmanın bir yoludur. Ancak sadece olayların sonucunu kabul ederek, derin bir teslimiyet içinde olmak bir çelişki oluşturabilir.
Her şeyin sonunda, bu kelimenin modern hayatta nasıl ve ne şekilde kullanıldığını sorgulamak, büyük bir tartışma alanı açar. İnsanlar gerçekten teslimiyetle mi hareket ediyor, yoksa sadece kelimenin gücüne mi inanıyorlar?